29 Eylül 2009 Salı

Futbol ve Bölünme


“Ya birileri de kalkıp Türk açılımı isterse” diye yazmış, Türkiye’deki tehlikeye dikkat çekmiştim.

Türkiye hızlı bir ülke, haklılıklar da, haksızlıklar da yazının mürekkebi kurumadan ortaya çıkıveriyor.

Bursa’da Diyarbakırspor’un başına gelenler Türkiye’de dikkat çektiğimiz sorunun, ortaya çıkışının habercisi.

Diyarbakırsporlu futbolcu ve yöneticiler için “PKK dışarı” diye tezahürat yapılınca olay çıkmış.

İşin komiği ne biliyor musunuz, Türkiye’de PKK’nın ya da onun uzantılarının hedefinde bir takım varsa, o da bazı şuursuzların “PKK dışarı” diye tempo tuttuğu Diyarbakırspor’ dur.

“Diyarbakırlı olsalar ne fark eder” ama Diyarbakırsporlu futbolcular arasında Diyarbakırlı sayısı 1. Sadece 1.

Dahasını söyleyeyim, yarın Galatasaray’daki bir Diyarbakırlı futbolcuya da mı aynı şeyi söyleyeceksiniz, ya da Fenerbahçe maçında Başkan Aziz Yıldırım Diyarbakırlı diye Fenerbahçe’ye de mi?

Bu “bölücülüktür”.

Daha önce de yazdığımız gibi “Türk bölücülüğü”.

Şimdi kalkıp bana “Aman canım, üç beş baldırı çıplak futbol seyircisinin yaptığından bölücülük mü olur” demeyin.

Çünkü bu da ayrı bir şuursuzluk olur.

Bilir misiniz ki, Avrupa’da son dönemde meydana gelen “bölünme olaylarında” ilk kıvılcımlar hep futbol maçlarıyla başlamıştır.

Milliyetçilik yaptığını zannederken bu ülkeyi PKK’dan daha büyük bir bölünme tehdidiyle karşı karşıya bırakan “beyinsizlere” birkaç hatırlatma yapmak boynumuzun borcu.

Biliyorsunuz, Yugoslavya son 20 yılda bölünen Avrupa ülkelerinden.

Yugoslavya’daki bölünme süreci ne zaman başladı hatırlar mısınız?

Çoğunuz hatırlamaz.

13 Mayıs 1990 yılında oynanan Dinamo Zagreb-Kızılyıldız maçıyla.

Yugoslavya dış tahriklerin de etkisiyle zaten barut fıçısıydı ama o bölünme o maçla başladı.

Hırvat Dinamo Zagreb ile Sırp Kızılyıldız o zamanki Yugoslavya liginde karşı karşıya geldiler. Maçta olaylar çıktı.

Şimdi o iki takım, iki farklı ülkenin liginde oynuyorlar.

Tek örnek örnek değildir diyebilirsiniz.

Alın o zaman ikincisini.

Yanlış hatırlamıyorsam yıl 1992.

Çekoslovakya-Romanya maçı.

O zaman da Çekoslovakya tek ülke.

Maç öncesi seremonide Çekoslovakya milli marşı çalıyor ama aslında Çek marşı.

Marş bitince tribünden bir grup bu kez Slovakya milli marşını söylemeye başlıyor.

Futbolculardan Slovak olanlar saygı duruşunu bozmayıp marşı söylüyorlar. Tribünlerde olaylar çıkıyor. İnanmayan Ahmet Çakar’a sorsun. Çünkü o maçın hakemi oydu.

Sonrasını biliyorsunuz.

Şimdi Slovakya milli takımı ayrı, Çek milli takımı ayrı.

Hep söylenir ya “Futbol asla sadece futbol değildir” diye.

Futbol, bölünmenin en kolay başladığı yerdir.

Kendini milliyetçi zannedip, PKK’dan beter bölücü olanların haberi olsun.

Fatih Altayli

Hiç yorum yok: